fatmagultanis @ gmail.com

15 ARALIK: DÜNYA TÜRK DİLİ AİLESİ GÜNÜ

Diller, milletlerin hafızasıdır.

Bir kelimenin içinde bazen bir annenin duası, bazen bir çocuğun gülüşü, bazen de bir milletin bin yıllık yürüyüşü saklıdır.

Türk dili ; sınırları aşan, coğrafyaları birleştiren, gönülleri birbirine bağlayan büyük bir kültür köprüsüdür.

15 Aralık 1893… Takvimin sıradan bir günü gibi görünse de Türk dili için bir dönemin kapısını ardına kadar açan, tarihin sessiz ama derin bir nefes aldığı o anı temsil eder.

Danimarkalı dilbilimci Vilhelm Thomsen, Orhun Yazıtlarını çözerek yalnızca taşlara kazınmış sözleri okumadı; bin yıllık bir hafızayı uyandırdı, Türk dilinin köklerine ışık tuttu.

O günden sonra Türk dili artık sadece bir iletişim aracı değil; kökü Orta Asya’da olan, dalları üç kıtaya yayılan büyük bir kültür ağacının sesi olarak tüm dünyada yankılandı.

Bu büyük keşfin ardından UNESCO’nun 3 Kasım 2025’te aldığı kararla 15 Aralık’ın “Dünya Türk Dili Ailesi Günü” olarak ilan edilmesi, sadece bir takvim değişikliği değil; bir hatırlayış, bir teşekkür, bir kök bilinci ve bir kültür uyanışıdır.

Dil; milletlerin kalbi, hafızası, yürüyüşü ve kaderidir.

Bir milletin kelimeleri eksilirse düşüncesi solar, düşüncesi solarsa dünyaya bıraktığı iz silikleşir.

Türk dili ise binlerce yıllık yürüyüşün izlerini taşır: Göktürklerin sert rüzgârlarını,

Dede Korkut’un sıcak nefesini, Yunus’un merhamet kokan sözcüklerini, Karacaoğlan’ın göç yollarındaki türkü tadını, Osmanlı’nın zarafetini ve bugünün gençlerinin hızlı ama derin ritmini…

Türk dili ailesi; sadece kelimelerden ibaret bir birlik değil, aynı zamanda ortak bir tarih, ortak bir kültür ve ortak bir gelecektir.

Bir cümleyi duyup “Bu da bizden” diyebilmek, bir türküyü işitince uzak bir diyarda bile kendini evinde hissetmek…

İşte bu, dilin bize verdiği en büyük armağan.

15 Aralık, işte bu yüzden sadece bir “gün” olmamalı.

Bir milletin kendi sesini yeniden duyması olmalıdır.

Kendi köklerini hatırlaması, kendi kelimelerine sahip çıkmasıdır.

Bugün, Türk dünyasının dört bir yanında “ana dilim” diye başlayan her cümle; bin yıl öncesinden bugüne uzanan bir selam taşıyor.

Biz o selamı tutmak, onu geleceğe taşımakla sorumluyuz.

Dilimize sahip çıkmak; sadece kuralları bilmek değil, kelimelerin yükünü, geçmişini ve geleceğini fark etmektir.

Bir çocuğun ilk “anne” deyişinde gördüğümüz saflığı; bir yaşlının dualarında hissedilen derinliği; bir türkünün mısrasında saklanan acıyı ve umudu taşımaktır.

Türkçenin zarafetini, temizliğini, berraklığını yeni nesillere aktarmaktır.

Bugün, Dünya Türk Dili Ailesi Günü’nde şunu hep hatırlarda tutalım ki: Dil bir milletin kaderini belirleyen en güçlü bağdır.

Biz dili koruduğumuz müddetçe tarihin bizi koruyan gölgesi daima üzerimizde olur.

İşte bu yüzden 15 Aralık; geçmişin izini sürüp geleceğe yön vermektir. Kelimelerin gölgesinde kaybolmak değil; kelimelerle yeniden doğmaktır.

Her “Türkçe” deyiş; bir kültürün kalp atışıdır.

Dilimizin kıymetini bilelim ve gerekli hasasiyeti gösterelim…

Dilimizi güzel kullanalım, güzel yaşayalım ve hep var olalım.

‘’Dünya Türk Dili Ailesi Günümüz kutlu olsun.’’

Fatmagül TANIŞ 15 Aralık 2025