yazici @ gmail.com

TİTREME VAKTİ NE ZAMAN?

Geçenlerde Avusturya'dan gelen bir hastamla diyeyim (haccameyim) muhabbet ederken konu yaşadığı memleketin insanlarına geldi.

-Gavur diyorlar bu Hıristiyanlara ben çok üzülüyorum hâlbuki çok merhametli insanlar, hayvanlara falan çok yardım ederler, hatta bizim patron dağda yaşayan kurtlara kadar yiyecek götürür dedi.
Şöyle bir durakladım.

-Gavur derken hangi anlamda demek istedin?

-Hani merhametsiz vicdansız olana gavur gibi derler bizim oralarda.

-Gavur diye kâfir olana denir benim bildiğim.

-Hani kâfir densin ama gavur denmesin.

Ablanın gavur kelimesini vicdansız merhametsiz anlamında düşündüğünü düşünerek pek bir şey söylemek istemedim önce.

Sohbet biraz daha ilerledikçe

-Ablam sen ne kadar vicdanlı taraflarını görsende göremediğin insanlığa özellikle müslümanlara yaptıkları ne çok vicdansız tarafları var.
Kendileri müslüman olmayınca
(Sözümü bitiremeden)

-E onların ki de din.

Beynimden kaynar sular indi.

-Nasıl din az önce kâfir densin derken.

-İşte onların da peygamberi Hz İsa var, Allahı da aynı.

-O Allah'a haşa hz İsa (as) Allah'ın oğlu Meryem validemize de hanımı diyorlar bunu ne yapacağız dedim.

Gözüme baktııı baktıı baktı.

- E bilemem orasını...

Anladım ki 60 küsur yaşına gelmiş, ömrünün yarısını Avusturya'da tekstil atölyesinde geçirmiş.
Gençliği, gelinlik çağları Erzurum'da geçen,
hatta kayınbabasına yaptığı gelinlik anılarını anlatırken yörenin tüm kadınlarının özellikle gelinlerin sokakta falan ağızlarını tülbentlerinin ucuyla kapattıklarını anlatırken göğsümü kabartan,
ne de olsa anadolu kadını edebi islamî yaşayışı çok güzel beceriyorlar diye düşünmeme sebep olan bu güzel ablam, dinimiz konusunda hiç bir şey bilmiyordu.

Dilim döndüğünce anlattım.
İçim acıyarak anlattım.
Dinimizi anlatmada ne kadar zayıf ve yetersiz kaldığıma üzülerek anlattım.
Daha önceden karşılaşıp anlatamadığıma hayıflanarak anlattım...

Bunca inanışından sonra söylediklerimin ne kadarını kabullendi bilemiyorum.

İtikadî (inanma) konusunda cidden çok yanlışlarımız var.
Örneğin melekleri dişi zanneden o kadar çok insanla karşılaşıyorum ki anlatamam.
Halbuki melekler nurdan yaratılmış dişilik ve erkeklik vasıfları olmayan varlıklardır.
Melekleri dişi olarak kabul etmek imanın tam olmadığını, özetle kafirden hiç bir farkı olmadığını gösterir.

Hani ibadette eksiği, yanlışı olan cezasını çektikten sonra eninde sonunda cennete girebilir de ama inancında eksiği, yanlışı olan o güzelim cenneti asla göremez.


Ubade Ibnu's-Samit el-Ensâri (radiyallahu anh) hazretleri demistir ki:
"Hz. Peygamber aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurdular:
"Kim Allah'tan başka ilah olmadığına Allah'ın bir ve şeriksiz olduğuna ve Muhammed'in onun kulu ve Resulu (elçisi) olduğuna, keza Hz. Isa'nın da Allah'ın kulu ve elçisi olup, Hz. Meryem'e attığı bir kelimesi ve kendinden bir ruh olduğuna, keza cennet ve cehennemin hak olduğuna şehadet ederse, her ne amel üzere olursa olsun Allah onu cennetine koyacaktır."
Buhari, Enbiya 47; Muslim, Iman 46, (28); Tirmizi, Iman 17, (2640).

Çocuklarımızın dilleri dönmeye ve akılları kavramaya anlamaya başladığında ilk olarak imanın 6 şartını eksiksiz yanlışsız anlatmak anne babaların üzerine farzken,

TV denen afyonun karşısında

'Hadi evladım bi oyna,
bak o göbek atanlar gibi sende bi kıvır.'

Çocuk gördüğü ve yönlendirildiği üzere hareket ettiğinde ağızları kulaklarında, konu komşuya övgüyle bahseden ebeveynler.

Ya bir bulaşık yıkamada bir kek yapmada en basit dünya işlerinde evladı yapamayınca kılı kırk yararak evladına sopa gösteren ebeveynler.

İstediği dünyalık okulun sınavı için evladıyla geceleri uyumayan; pirinç, kalem vb okutmak için hacı hoca kapısını aşındıran,
kazandığı zaman böbürlene böbürlene etrafına hava atan ebeveynler.

Dünyalık rızkını kazanabilmesi için
Koşturan ebeveynler.


Vb. Vb. Vb.

Ahiret sınavı hiçte uzakta değil,
Sırat köprüsü bizi bekliyor.
Ya ahiret rızkımız ne durumda.

Bir dantel modeli öğrenmek için çırpınan sen güzel ablam /kardeşim.

Ya müdürü/ işvereni karşısında titreyen güzel abim/kardeşim.

Oyun ve eğlence girdabında boğulan sen güzel insan.

Suyumuzun, havamızın, gırtlağımızdan inen her bir lokmanın sahibi, o gırtlağa yut emrini veren Rabbimizin huzurunda hangi cevapla kurtulacağız.

Ya ateşte çırpınan evlatlarımızı gördüğümüzde hangi yürekle dayanaağız.

Yol yakınken nefeslerimiz tükenmemiş, fırsatımız varken kendimiz için, evlatlarımız için gaflet perdesini yırtıp titreme zamanımız gelmedi mi?

Rabb'im basiret gözümüzü açıp hakka koşabilmemizi âsan eylesin.

AMİN YA MUÎN...

DUA VE MUHABBETLERİMLE...